Hakkında çok fazla bilgi olmayan, Eski Şehir ya da Eski Kayseri bir yana bırakılacak olursa, bugünkü Kayseri'nin çekirdeğini Kayseri Kalesi oluşturmaktadır. Daha önce de bahsedildiği gibi, Kayseri'de Türklerden önce çeşitli hakimiyetler kurulmuştur. Türklerin eline geçtikten sonra, Kayseri'ye Sırasıyla Danişmendliler, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar, Eretnalılar, Karamanoğulları ve Osmanlılar egemen olmuşlardır. Ancak eldeki bilgilerden, şehrin gelişim aşamaları, Selçuklulardan itibaren sağlıklı olarak izlenebilmektedir.
Bizanslılar zamanında inşa edilen Kayseri şehri'nin dış surları Selçuklular döneminde onarılmıştır. Surlar onarıldıktan sonra, iç kalede büyük değişiklikler yapılmıştır. Kale içine devlet daireleri, saray, cami gibi yapılar inşa edilmiş, bunun yanısıra iç kale bir güvence yeri olarak kuvvetlendirilmiştir.
Anadolu'daki tarihi yollar üzerinde bulunan Kayseri, Selçuklular devrinde ticari ve kültürel bir merkez durumundaydı. Kalenin kapıları yanına kurulan pazarlar, şehir surlarının dışında inşa edilen hanlar, hem dışardan gelen tüccarların, hem de şehir halkının kolayca buluşmasını sağlıyordu. Bunun yanında şehir çarşıları, çeşitli meslek erbabını bir arada bulunduracak şekilde teşekkül etmişti.
Kayseri siyasi yönden de önemli bir şehirdi. Öyle ki, Konya'dan sonra ikinci başkent sayılıyordu. Sultanlar fetihlere burada hazırlandıklarından "Dârü'l Feth", Konya'dan sonra ikinci başkent olduğu için de "Dârü'l Mülk" unvanlarını almıştır.
Selçuklu hakimiyetinin bitiminden 16. yüzyıla kadar olan dönemde şehrin fiziki yapısı ile ilgili bilgi edinmek güçtür. Ancak, Osmanlıların hakimiyetine geçmesinden sonra, tahrire tabi tutulan Kayseri ile ilgili sağlıklı bilgileri o dönem kayıtlarından edinmek mümkündür.
|